MÂNÂSI
Gördün mü o, dîne (ceza gününe ve âhirete) inanmayanı? İşte
hak dîne ve ceza gününe inanmayan, o kimsedir ki: Öksüzü
itip kakar, çâresizin ve yoksulun yiyeceğine dair teşvikte
bulunmaz; ne kendisi doyurur, ne de başkalarının doyurması
için kayırır. Vay o namaz kılanların haline ki, onlar
namazlarını gereği gibi ciddî bir vazife olarak yapmazlar.
Onlar ki gösteriş için yaparlar ve yardımlığı sakınırlar
(kimseye bir damla şey vermek istemezler.)
Tefsir - Bu sûre bize şunları bildirmektedir: İnsanlar,
yaptıkları iyilik veya kötülüğün karşılığı olarak mükâfat
veyahut ceza göreceklerdir. Herkesin bir gün olup da
ettiklerini bulmaları Allâhü Teâlâ'nın inanılması gerekli
kesin kanunu, hak dînidir.
Buna inanmayıp da "Dînin aslı yoktur; öldükten sonra
ettiklerimizin mükâfatını veya cezâsını göreceğimiz de
yalandır" diyen adamların bulunması şaşılacak şeylerdendir
ve düşüncesizliktir.
Âhirete, cezâ gününe inanmıyanlar öyle kimselerdir ki: Onlar
öksüzü itip kakar; kendisinde Allah korkusu olmadığı için
yüreği katıdır; zayıflara insaf ve merhamet etmiyerek onları
kakıştırır; onlara hakaretle bakar; kovar ve azarlar. Bu,
onların âdetlerindendir. Demek ki bu huylar, âhirete
îmansızlık alâmetlerindendir.
Sonra böyleleri, çaresizlerin ve yoksulların haline,
yiyeceklerine dair başkalarına bir teşvikte de bulunmazlar.
Bunları hiç düşünmezler. Ne kendileri doyurur, ne de vakti
hali yerinde olanların bakıp gözetmeleri için kayırır,
tavsiye ve yardımlarda bulunur. Hiçbir suretle fakir ve
düşkünlerin halini düşünmez, böylelerine bakmaz ve
bakılmasına taraftar olmaz. İşte bu gibi insafsızlıklar dîne
ve âhirete inanmıyan kimselerin huyudur. Bu kötü huylar
onlar için tabiîdir.
Fakat asıl şaşılacak şey, dindar görünenlerin bu kötü
huylarla huylanmalarıdır. Bu sûre bize şunu da tâlim ediyor
ki: Dînin rûhu, Allâh'ın buyruklarına üstün bir saygı ile
bağlanmaktır. Namaz da dînin direğidir. Namaz kılmak,
Allâh'ın huzurunda durmaktır. Böyle yüksek bir huzurda
olduğunu düşünmiyerek, namazın önemini takdir etmiyerek
baştan savma yapmak, yahut Allâh için ve temiz bir niyetle
kılmayıp dünyevî bir fayda düşüncesiyle ve başkaları görsün
diye kılmak; malının zekâtını vermemek ve hattâ kimseye bir
yardımda bulunmamak ve nekeslik etmek, Allâh yanında büyük
bir cezâya sebeptir.
Bunların bu halleri, dinsiz ve îmansız olanların, yetimi
itip kakıştırmasından, fakirlere, düşkünlere yardım
etmemesinden daha ziyade kötüdür ve yazık bu gibilere.